Bu marka ile ilk tanışmam yolda sokakta (orijinal ya da taklit ) birilerinin üzerinde gördüğüm büyük puntolarla yazılmış Abercrombie logolu t-shirt'ler ile oldu. Daha sonra Ayşe Arman'ın bir yazısında Amerika'da olduğu yıllarda spor kıyafetlerini hep burdan aldığını okumuştum. Abercrombie sayfasını ziyaret ettiğimde de kendisine sonuna kadar hak verdim :)
Bayan tarafının çok daha başarılı olduğunu itiraf etmeliyim, moda sektörünün bize bu kadar kıyak geçmesinden yana çok mutluyum. Askılı tuniklerin ve bu yazın modası kısacık şortların her biri birbirinden güzel ama yine de benim için öne çıkanlar var. İşte favorilerim...
Penye türü kumaşlarda gri renge eğilimli olduğumu fark ettim, çok soft bir görünüm veriyor ve özellikle jean'lerin üzerinde çok güzel duruyor. Ama bu şeker pembesi ve yeşil de beğenilmeyecek gibi değil. Her ne kadar benim için şehir içinde giymek pek mümkün olmasa da bu kısacık şortları çok beğendim. Canvas, jean pek çok farklı kumaş ve modelde bulabileceğiniz bu şortları spor ayakkabı ile giyip gün içerisinde rahatça dolaşabileceğiniz gibi, biraz daha ışıltılı üstler ve topuklu ayakkabılarla gece dışarı çıkarken de kullanabilirsiniz.
Kapişonlu sweatshirt'ler kendimi erkeksi ve rahat hissetmek istediğim her an ya da bahar aylarında yapılan trekking, piknik gibi outdoor etkinliklerinde benim için vazgeçilmez olmuştur. Üzerine çiçekler serpiştirmeyi kim akıl etmişse bravo, bu fikre bayıldım, zira oldukça feminenlik katmış. Renkler de süper....Ortadaki kısa kollu gri ise tunikvari kesimi ile alıştığımızın dışında.
Bu kadar güzel ürünü bir arada görünce acaba erkek koleksiyonu nasıl diye merak etmeden duramadım. Logolu t-shirt sevmediğim için biraz subjektif bir seçim yaparak yukardaki kombinasyonları oluşturdum. Kargo şortun üzerine gömlek olur mu acaba diye düşünürken üst üste koyduğumda oldukça hoş durduğunu fark ettim.