2 Aralık 2014 Salı

Seni uzaktan sevmek: Anthropologie

Şu anki işimi yapmıyor olsaydım ya fotoğrafçı olurdum ya da dekoratör... Sanırım daha çok da dekoratör! Çünkü ev dekorasyon mağazalarına girdiğimde ya da internette dekorasyonla ilgili herhangi bir sitede ya da blogta gezindiğimde kendimi şekerci dükkanına dalmış çocuk kadar mutlu ve enerjik hissediyorum. Ne saatlerce dolanmaya, ne de bir şeyler almaya doyamıyorum :)

Bana böyle hissettiren birkaç yer var: Yıllar içerisinde stilini çok geliştiren, evimdeki onlarca tabak ve bardağın kaynağı Paşabahçe, hem ev tekstili, hem de dekoratif objeler için vazgeçilmezim Zara Home, seyrek uğrasam da her defasında memnun kaldığım Boynerevde ve ham ahşaptan masaları, eskitme dolapları ve Uzakdoğu serisi ile gönlümün sultanı Mudo Concept!

Bir de uzaktan uzağa sevdiğim, ABD'ye, İngiltere'ye her gidene sipariş verdiğim, şu tabak benim olsa vallaha kirletmem duvara asarım dediğim, ah ilk Avrupa şubesini keşke İstanbul'da açsa diye hayallendiğim Anthropologie var. Yılbaşı üzeri yine kendimi sayfalarında kaybettim ve olur ya memleketine yolum düşerse diye kendim için bir 2015 istek listesi hazırladım.















22 Şubat 2011 Salı

I-Deco: Dekorasyon, mobilya ve tasarım fuarı

Yaşasın yaşasın... İşte tam gönlüme göre bir fuar: I-Deco.

Siz de benim gibi dekorasyon ve tasarım meraklısıysanız 600 markanın görsel bir şölen sunacağı bu fuarı kaçırmayın!

3 Ocak 2011 Pazartesi

Gratis'te kendini kaybetmek!

Öyle bir yer var ki; içeri girer girmez rengarenk bir sürü ürün ile sizi cezbediyor. Nereye doğru yönelseniz, hangi reyondan başlasanız şaşırıyorsunuz. Bir rafın önünde dakikalarca durup kafanızın hemen üstünde puff diye açılan hayal baloncuğunda bu ürünlerle bakım yapıp, kendinizi şımarttığınız anları canlandırıyorsunuz. Ürünler ele alınıyor, etiketler okunuyor, kapaklar açılıp kokuları test ediliyor ve o ürün mü, bu ürün mü diye ufak bir kararsızlık yaşanıyor. Fiyatlara bakınca o kararsızlık hemen geçiveriyor, zira o kadar uygunlar ki bir bakmışsın sepet doluyor. Kasaya vardığında yüzünde bir zafer gülümsemesiyle, bir an önce eve gidip üç beşini deneme hevesi ile yanıp tutuşuyorsun. Bir poşet dolusu ürün, cüzdandan çıkmış azıcık para ve kendini şımartmış olmanın dayanılmaz coşkusu işte! Nerde mi? Tabii ki Gratis'te!

Sakın yanlış anlamayın! Bunları yazmam için Gratis bana para ödemiyor, hediyeler göndermiyor, e-posta kutuma düşmüş bir basın bülteni falan da yok! Tamamen müşteri memnuniyeti ile yazıyorum :) Ürün / reyon yerleşimi ve güleryüzlü personeli ile bence Gratis, benzerlerinin bir adım önünde.

***

Henüz alıp kullanmadım, ürün kalitesi anlamında yorum yapamam ama sadece şirinlikleri nedeniyle burada yer vereceğim, şu aşağıdaki şeker şeylere. Geçen akşam Gratis'ten çıkarken hemen kasanın yanındaki standta gözüme iliştiler. Minik cup cake şeklinde olanlar aromalı dudak parlatıcıları (lip gloss). Dondurma kutularında ise aromalı dudak nemlendiricileri (lip balm) var. Denemeye değer!

Ilk defa Hızlı Balık'ta görüp çok beğendiğim bu sevimli Mendix ıslak cep mendillerinden de Gratis sayesinde edinmiş oldum :)